30 November 2009
Birincisini burada yazdığım “Google Hizmetlerini Tanıyoruz” başlıklı yazıya devam etme zamanı geldi sanırım. Yazı dizisinin ikinci bölümünü başlıktan da anlayacağınız üzere tek bir Google ürününe ayırdım: Google Wave… Şu an kullanıma açılmasa da davetiye bulup denemeye başladığım bu ürün gerçekten kullanıcıya “hepsi bir arada” bir çözüm sunuyor. Neleri bir arada yapabiliyoruz bunun cevabını okudukça alacaksınız.
Hadi Başlayalım
Önce Google Wave’in geliştirilmesini sağlayan fikre bakalım. Google Maps (Haritalar) ürününün de oluşturucusu olan Lars ve Jens Rasmussen, bu yeni ürünü geliştirirken şu soruya cevap aramış: E-postayı bugün icat etmiş olsaydık, nasıl olmasını isterdik? Aklınıza gelen ve bu sorunun cevabı olabilecek en kullanışlı özellikler, üründe kendine yer bulmuş. Google Wave ile arkadaşlarınızla aynı sayfada gerçekten anlık iletişim kurabilecek, resim ve video paylaşabilecek, dökümanlar üzerinde birlikte çalışabileceksiniz. Bu uygulamaya Google’ın sayfasından erişebileceğiniz gibi, kendi sitenize de kolayca entegre edebileceksiniz. Açık kaynak kodlarla oluşturulan bu uygulama üzerinde istediğiniz değişiklikleri yapmak da mümkün olacak. Ayrıca Wave, eklentileri de destekleyecek.
Enine Boyuna Google Wave
İlk bakışta bir e-posta hizmetine benzese de (ilk soruyu hatırlayın), Google Wave’de birçok farklılık mevcut. Örneğin kullanıcıdan kullanıcıya iletilen mesajlar yerine, mesajları tek bir yerde toplayıp buradan ulaşmak yepyeni bir fikir.
Ayrıca klasik e-posta’dan farklı olarak, dalgaya dahil ettiğiniz kişiler, iletinin herhangi bir yerine cevap verip buradan ayrı bir dalga oluşturabiliyor. Bu sayede yazıdaki belli bir bölüme cevap vermek ve o konuyla ilgili daha anlaşılır bir iletişim sağlamak mümkün hale geliyor.
Google Wave “anlık mesajlaşma” kavramına da yeni bir boyut getirmiş. MSN Messenger ya da Google Talk’da gördüğümüz “Filan mesaj yazıyor” ibaresi yerine, yazılan mesajın anlık olarak mesajlaşma ekranında -dalgada- görünmesi daha kullanışlı bulunmuş ve yazılan iletinin karakter karakter iletilmesi sağlanmış. Bu şekilde karşınızdakinin ne yazıyor olduğunu görüp, gerektiğinde kolayca araya bir şeyler sıkıştırabileceksiniz 🙂
Gerektiğinde diğer arkadaşlarınızı sürükle-bırak şeklinde mesajlaşmaya dahil edebileceksiniz. Aynı şekilde resimler, videolar da sürükle-bırak şeklinde paylaşılabilecek. Paylaşılan resim ya da videolar anında iletiye dahil olan kullanıcılar tarafından görülebilecek. Aynı şekilde dalgaya kendi sitenizi/blogunuzu ekleyip; paylaşılan resimlerin, videoların, yorumların vb. diğer her şeyin, kendi sitenizde de aynı anda yayınlanmasını sağlayabileceksiniz.
Mesaj sürecine sonradan dahil ettiğiniz kişiler “Playback” özelliği sayesinde konuşmayı ileri-geri sarıp kimin ne yazdığını takip edebilecek ve “Konuyu kaçırdım, neyden bahsediyorduk?” sorusunu tarihe gömecekler 🙂
Google Wave ile bir doküman üzerinde aynı anda işlem yapmak da mümkün olacak. Dalgaya dahil edilmiş kullanıcılar dökümanın farklı yerlerinde istediği değişikliği yapabilecek ve yapılan değişiklikler anlık olarak izlenebilecek. İsterseniz tüm yapılan değişiklikleri başa sarıp izleme şansınız da olacak. Böylece kimin nerede ne değişiklik yaptığını daha ayrıntılı inceleme şansınız olacak. Bir programlama projesi üzerinde çalıştığım bu günlerde, “Bu özellik ne işime yarar?” diye düşündüm. Aklıma gelenler beni gerçekten heyecanlandırdı 🙂 Kendi grubunuzla çalıştığınız bir projeniz var diyelim. Tüm ekip elemanları belli yerleri aynı anda düzenliyor. Bir yandan düzenlerken bir yandan diğerlerinin ne değişiklik yaptığını izleyebiliyorsunuz. Bu şekilde bir çalışma mantığıyla 1 haftalık projeler 1 günde bitirilebilir sanırım. Yaşasın! 😁
İlk etapta aklıma gelen ve kısmen deneyebildiğim özelliklerden birkaçı bunlar. Wave’in, sadece bilgisayarlarda değil cep telefonlarında da aynı şekilde kullanılabilecek olması da heyecan verici bir özellik. Böylece cep telefonumuzun çektiği her yerden yukarıda bahsettiğim işlemleri gerçekleştirebileceğiz.
Aşağıda paylaştığım 7 dakikalık videoyu izlemek sizde daha somut bir izlenim oluşturacaktır, bu yüzden Google Wave’i merak edenlerin izlemesini tavsiye ediyorum. İngilizce bilmiyorum diyen arkadaşlar da izlesin, gördüklerinizden her şeyi anlayacaksınız 😉
Sözün Özü Google Wave kullanıma sunulduğunda hayatımıza hızla girecek ve işlerimizi kolaylaştıracak gibi görünüyor. Ayrıca sunduğu imkanlara bakıldığında Facebook’a da potansiyel bir rakip olarak görülebilir. Amaç iletişim kurmak, fotoğraf/video paylaşmak vb. işlemleri gerçekleştirmekse; Wave bu işte Facebook’tan çok daha iyi, çok daha kolay ve çok daha pratik olacak bu bir gerçek.
Benim de daha aktif bir şekilde kullanabilmem adına, bir an önce “preview” sürecinden çıkıp kullanıma açılmasını ve yaygınlaşmasını heyecanla bekliyorum. Google’ı seviyorum 🙂
Eğer bu yazıyı görüp, okuyup, anlayıp, beğenip; Wave ile izdivaç düşündüyseniz aşağıya gerçek mail adresinizle bir yorum bırakın. Eee, gençler aralarında anlaşmış bize de bulup buluşturup bir davetiye göndermek düşer 🙂
Sağlıcakla kalın efendim, görüşmek dileğiyle…